DEVA PARTİLİ ZÜBEYİR SARIKAYA İLE GÜNDEME DAİR SORU VE CEVAPLAR
Manavgat Deva partisinden Zübeyir Sarıkaya gündemi meşgul eden bir çok konu ile ilgili açıklamalarda bulundu.GEZGİN ADAM dergisi editörü Ömer Kaçmaz’ın sorduğu sorulara Deva Partisi 2024 yılı Manavgat belediye başkan adayı Zübeyir Sarıkaya cevapladı.
Sarıkaya ; kendi partisiyle başlayan ve Manavgat belediyesi yeni eski belediye başkanlarıyla devam eden sorulara,sokakta ki vatandaşların görüşlerine kadar ,Yeni hastane inşaatı ,partilerarası kısır çekişmeler,Manavgatlı Milletvekileri,mahalle muhtarları,Belediye meclisinde ki chp,Akparti tartışmaları,Manavgat’a mega proje sözünü kim verdi,eski belediye başkanı Şükrü Sözen zamanında gereksiz ve vur patlasın çal oynasın misali adı festival ama aslı soytarılık olan,konserlerle boşa harcanan milyonlar,ulaşım sorunu,trafik sorunu,dolmuşların tutumu gibi daha bir çok konulara değinerek açıklamalarda bulundu.
Manavgat'ta ve Antalya'da Türkiye siyasetinde çok şey değiştiğini ve Gündem yoğun olduğunu belirten Ömer Kaçmaz sorularına şu cümlelerle başladı ; Ben hızlıca isterseniz sorularıma başlamak istiyorum. DİYEREK ;
Şimdi sosyal medyada sizin partiniz DEVA Partisi, Yeni Yol Partisi ile ilgili deniliyor ki siz%1'lik bir partisiniz. %1'lik bir parti olmana rağmen Sayın Zübeyir Sarıkaya neden bu kadar çok konuşuyorsun diye sizi ve partinizi ve ittifak halinde olduğunuz partileri tahkir eden cümleler kuruluyor. %1'lik partinin üyesi olarak neden bu kadar çok konuşuyorsunuz?
*Teşekkür ederim. Çok önemli bir soru sordunuz. Bu soruyu bize çok soruyorlar. Sokakta da gördüğümüz her yerde de. %1'lik partiyiz. Evet, %1'liği temsil ediyoruz doğrudur. Ama biz %99'unun
onurunu koruyoruz. Neden? Şimdi Ömer hocam sokakta siz de medyasınız. Sokağa çıkın, mikrofon uzatın ve şu soruyu sorun. Türkiye'de siyasiler yolsuzluk yapıyor mu?
%99'u evet. Türkiye'de yolsuzluk var diyecek. E şimdi bu %99 yolsuzluk olmasına rağmen e bu %99'u seçen bu %1 olarak bize oy vermeyen %99 kitle. Şimdi suçlu burada biz miyiz? Şimdi hem yolsuzluk var diyorsun hem seçiyorsun. Tekrar soruyorum tekrar yolsuzluk var mı diyorum. Tekrar var diyorsun tekrar seçiyorsun. E bu patolojik bir dava. Sosyolojik bir dava. Biz bu %99'un onurunu kurtarmak için, malını, mülkünü, geleceğini kurtarmak için %1 almamıza rağmen siyasete devam ediyoruz. Hakkı ve
hakikati söylemeye devam ediyoruz. Susmayacağız. Söylemeye devam edeceğiz.
Zübeyir Bey, madem yolsuzluk dediniz, oradan devam edelim. Şimdi Cumhuriyet Halk Partisi ve Adalet ve Kalkınma Partisi'nin yetkilileri geçen hafta biliyorsunuz birbirlerini çok sert
suçladılar. Menderes Türel üstü kapalı olarak Cumhuriyet Halk Partili Antalya belediyelerini özellikle de Muhittin Böcek'in yönetimindeki büyükşehir üzerinden yolsuzlukla suçladı. Hemen ertesi gün Cumhuriyet Halk Partisi il örgütü başkanı Nail Kamacı üzerinden Adalet ve Kalkınma Partisi'ni yolsuzlukla bir dizi açıklama yaptı. Sizce suçlayan Cumhuriyet Halk Partisi ve Adalet ve Kalkınma Partisi'nin birbirini karşılıklı olarak yolsuzluk yapmakla suçlarken siz hangi tarafı haklı görüyorsunuz?
Çok güzel bir soru. Bence iki taraf da haklı. İki taraf da doğru söylüyor. Yani AK Parti CHP'nin kirli çamaşırlarını anlatırken evet doğru. CHP de AK Parti'nin kirli çamaşırlarını anlatırken evet o da doğru. Millet de bunları hayretle izliyor. Millet bunları seçti
sorunlarına çözüm üretsin diye. Bunlar ne yaptı? Sen ne kadar çaldın? Ben ne kadar çaldım muhabbetine girdi. Türk milleti şu yoksulluğu çektiği günlerde ibretle, hayretle oy verdiği partilerin durumunu izliyor. Biz de üzülerek diyoruz ki sen ne kadar çaldın, ben ne kadar çaldım muhabbeti belki bir demoji olarak halkı aldatma yönünde iyi laf soktu, iyi laf yaptı olarak kitlelerini serinletebilir. Ama hangi soruna çözüm üretebilir? En iyi laf yapan insan hangi sorunumuza çözüm üretebilir? Yollarımıza mı çözüm üretebilir? Suyun yükselen faturasına mı çözüm üretebilir? Elektriğin ödenemeyen faturasına mı çözüm üretebilir? Eğitime mi çözüm üretebilir? Adalete mi çözüm üretebilir? Türk milletinin birikmiş yığın yığın sorunlarına hangi parti çözüm üretebilir? Biz bu odaktan bakıyoruz ama iktidar partisi ve iktidara namzet olan ana muhalefet partisi, sen ne kadar çaldın, ben ne kadar çaldım, sen ne kadar yol yaptın, ben ne kadar yolsuzluk yaptım gibi kayıkçı kavgasını ibretle, hayretle izliyor. Üzülerek izliyor. Maalesef bugünler Türk milletinin tarihine kayıp günleri olarak geçecek. %1 olarak. Biz bu %99'un da onurunu kurtarmaya, hakkı ve hakikati söylemeye devam
Sayın sarıkaya, şimdi benzeri bir tartışma da aslında Manavgat Belediye Meclisi'nde yaşandığı Ekim ayındaki belediye meclis toplantısında belediye başkan vekili Mehmet Çiçek'e karşı Milliyetçi Hareket Partisi sıralarından Mücahit Tatar, Adalet ve Kalkınma Partisi sıralarından da eee sert eleştiriler yapıldı ve bu eleştiriler biraz da nezaketin nezaket kurallarının üstüne çıktı. Siz bu konu hakkında ne düşündünüz? Yani o özellikle Adalet ve Kalkınma Partili Meclis üyesinin üslubu, konuşma tarzı, verdiği örnekler ve Mehmet Çiçek'in bu duruma karşı olan yaklaşımını nasıl değerlendirdiniz?

Şimdi bu yukarıdaki tartışmanın mini versiyonu yani Ankara'daki tartışmanın Manavgat'taki versiyonu. Antalya'daki tartışmanın Manavgat'taki versiyonu. AK Partili Meclis üyesi arkadaşımız diyor ki, "Ne kadar arsa sattınız ve bu arsaların paralarını yaptınız. Belediye başkanı da diyor ki siz 23 yılda verdiğiniz sözü tutabildiniz mi ki biz tutalım? Siz diyor hazine arazilerini TOKİ üzerinden satmasaydınız
belediye o satılan hazine arazilerinden %40 gelir elde edecekti. O gelirle de belediyenin giderlerini ödeyecektik diyor. Öteki de diyor ki biz bunları sattık işte deprem evlerine yardım ettik. İH'lara, Sihalara, Kaan uçaklarına yardım ettik. Yani her ikisi de çözüm odaklı bir yaklaşım olmadığı gibi birbirlerini itham eden, polemik yapan bir yaklaşıma girdiler. Orada bir soru çok önemliydi. AK Partili Meclis üyesi dedi ki siz hangi mega projeyi üreteceksiniz belediye başkan vekiline? O da bu da çok üzücü bir şey, çok önemli bir nokta. Rutin işleri yapacağız. Yani biz büyük bir iş yapmayacağız dedi.
Sayın Sarıkaya ben burada hemen şunu da sormak istiyorum. Ya şimdi o noktada Sayın Belediye Başkan Vekili Mehmet Çiçek haksızlık yapılmıyor mu? Ya şimdi Mehmet Çiçek hangi partiden olursa olsun sonuçta hiç hesapta olmayan bir şekilde belediye başkan vekilliğine geldi. Belediyenin mali durumu ortada. Belediyenin üstünden bildiğiniz bir silindir geçmiş. Yani hiçbir siyasinin şu aşamada bir mega proje gerçekleştirme, hayata geçirebilme gibi bir şansı fiziken, maddi olarak da mümkün değil. Buna rağmen senin mega projen ne, senin mega projen ne demek de yani sizin az önce söylediğiniz gibi günü kurtarmaya dönük bir soru olmuyor mu?
Tabii ki. Şimdi işin esası bu mega proje sözünü verenlere bunu sormaktı. Kimdi? Şükrü Sözen zamanında Şükrü Bey'e sorulmalıydı. Nefi Kara Zamana da Nefi Bey'e sorulmalıydı. Çünkü bu sözleri halka Mehmet Bey vermedi. Şükrü Bey verdi. Bu sorunun da muhatabı onlar. Mehmet Bey işin vekili. Yani sizin de dediğiniz gibi son anda olağanüstü bir durum oldu oraya geldi. Yani bu sözleri Mehmet Bey vermedi. Burada Mehmet Bey'e haksızlık yapmayalım. Tabii
şimdi burada ben hemen araya da gireyim. Şimdi Şükrü Bey işte 15 yıl yönetti. Nefi Bey 1,5 yıla yakın yönetti ve hiç kimse ona böyle bir soru da sormadı. Şimdi mesela o AK Partili meclis üyesine sormak lazım. Kardeşim 1,5 yıl boyunca Niyazi Nefi Kara senin karşındaydı. Niye sormadın da şimdi kalktın işte bir aydır belediye başkan vekilliğini yapan bir adama böyle bir soru soruyorsun? Burada da bir art niyet yok muydu sizce? Tabii ki sorunun dediğim gibi az önce de
söyledim. Sorunun muhatabı Mehmet Bey değil. Mehmet Bey zaten vekaleten ve olağanüstü bir durumda gelmiş bir insan. Esas sorun muhatabı doktor Nefi Kara ve ondan önce de 15 yıl Şükrü Sözen’e sorunun muhataplarına sorulmayıp da vekaleten yürütene sormak pek iyi niyetli bir eee yöntem değil. Bu hususta Mehmet Bey'i ben suçlamıyorum. Mehmet Bey de doğru davrandı. Rutin işler yapacağız dedi. Doğru söyledi. Büyük bir proje yapacağız demedi. Eee bu hususta da Mehmet Bey'i tebrik ederim. yapamazdı. Zaten soruyu soran arkadaşın hangi amaçla bunu sorduğunu bilmiyorum. Fakat her ikisinin de cevabı Manavgat'ın geleceği karanlık.
Sayın Sarıkaya, şimdi biliyorsunuz Manavgat'ta 3 yıldır yapımı devam eden bir hastane var. Aslında yapımı da devam etmiyor. Hala 3 yıldır bir temel sorununu bile çözemeyen bir Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarıyla karşı karşıyayız. Yani hastane yapmak gibi son derece basit bir işi elini yüzüne bulaştıran bir Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Maravgat Belediye Meclisinde sırf yerel rant uğruna Manavgat Belediye başkanını köşeye sıkıştırmaya çalışması, gündemi değiştirmeye çalışmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Mesela neden Manavgat'ta hiç kimse Adalet ve Kalkınma Partisi'nin ilçe binasının önüne gidip ya kardeşim sen neden 3 yıldır bizim hastaneyi bitiremedin sorusunu sormuyor. Şimdi siyasiler bazen laf olsun torbaada dolsun mantığıyla hareket ediyorlar.
Çok doğru bir soru sordunuz. 3 yıldır hastanenin bırakın bitmesinin temeli dahi çıkmamış. 3 yıldır hastanenin temeli 1 metre yükselmemiş. İnanılacak gibi değil. Manavgat'ın en acil sorunlarından biri hastane. AK Parti 23 yılda bir hastaneyi yapamadı
Manavgat'a. Manavgat'ın yıllık geliri gayri safi milli hasılaya 8 milyar dolar, 8 milyar dolar geliri olan bir yere Beyşehir kadar bir hastane yapamamak utanç verici bir şey ya. Yazın buranın nüfusu 700-800.000'e çıkıyor. Bölge turizm bölgesi. Hastane yetersiz diyoruz ama kimsenin umrunda değil. Keşke AK Partili arkadaşlar CHP'ye laf yetiştirirken bunu da görseler. Manavgat'ın hayrı için Antalya'ya gidilmesi gerekiyorsa Antalya'ya, Ankara'ya gidilmesi gerekiyorsa Ankara'ya kadar gitseler bu derdimizi dile getirseler de Manavgat'abir hizmet etseler.
Ancak AK Parti milletvekilleri işte baktığımızda okulların pencerelerini silmekle meşguller. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Yani dağ gibi bir sorun var orada. hastane sorunu ama bizim AK Parti'nin milletvekili gidiyor okulların penceresini siliyor. Okulları açılmadan önce su tutarak oraları temizliyor. Şimdi biz okulları temizleyen, sokakları temizleyen, yolları temizleyen milletvekilleri görmekten gurur duyarız, onur duyarız, hoşumuza gider. Ancak biz şov yaptığını düşündüğümüz bu vekillere diyoruz ki, "Sayın vekilim, biz seni Ankara'ya gönderdik ki Manavgat'a hastane yap diye. Manavgat'ta gelip şov amaçlı okulun camını temizle diye değil, şov yapıyorlar. Ben bu şova çok kızıyorum. Milletvekilinin asli görevleri var. Bir, kanun yapar, iki, hükümeti denetler. Hükümetin icraatlarını denetler. E şimdi sen asli görevlerini yapmıyorsun. gelip burada milletin gözünü boyamak için okul temizliyorsun veya sera bahçesine gidip domates topluyorsun. Şovdan öte gitmiyorsun. Milletin gözünü boyamaktan öte gitmiyorsun. Ben de buna üzülüyorum. Millet yanıyor, vekiller şov peşinde koşuyor.
Sayın Sarıkaya o zaman hemen şu soruya gelelim. Manavgat'la özdeşleşen Cumhuriyet Halk Partisi'nden Sururi Çorabatır, Aliye Coşar, Aykut Kaya, Adalet ve Kalkınma Partisi'nden de Tuğba Vurat Çokal hanımefendi şu anda milletvekilliği yapıyor. Yani Manavgat'ta özdeşleşen dört tane isim iki farklı partiden milletvekili. Bu vekillerin performansları iyi mi sizce?

Bence bu dört milletvekilinin dördü de sınıfta kaldı. Hiçbirinin performansı iyi değil. Birbirlerine ara sıra laf yetiştiriyorlar. Başka hiçbir iş yapmıyorlar. Bu dört milletvekili Manavgat'ı temsilen Antalya'da olmasaydı, Kasap Ahmet amca olsaydı, çiftçi Mustafa abi olsaydı, turizmci Mehmet Dayı olsaydı ne fark ederdi? Bunların yerine vekil olmaktan hiçbir fark olmazdı. Hatta bunlardan daha faydalı olurdu.
Bunlar liyakat esaslı olmadığı için, Ankara'dan işaretle atandıkları için, halka da kendilerini onaylattıkları için milletvekili olmuş insanlar. Soruyorum bunca yıl 2 senedir, 3 senedir Manavgat Menşeili bu milletvekillerinin Manavgat'a ne faydası var? Yok. Hiçbir faydaları yok. Bunların Manavgat'a hiçbir bir faydası olmadığı bunların ne işe yaradığını da halk sormuyor bile. Ya bu milletvekili ne işe yarar? Cenazeye geliyor, düğüne gidiyor. Görevi midir bu? Esas görevini ihmal ediyor bu vekiller. Bu vekiller benim gözümde yok hükmünde. Bu vekiller Manavgat'a ihanet ediyorlar. Maalesef AK Parti CHP fark etmez. Hiçbir milletvekili Manavgat'a faydalı değil. Kendilerine
Manavgat'a hiçbir faydaları yok. Yok hükmündeler. Keşke olmasalardı halk belki başının çaresine bakardı. Milletvekilimiz var diye halk da görevi onlara yükledi. Vekaleten onlar götürüyor diye rahat ediyor. Ama sonuç itibariyle yapılan bir hizmet, yapılan bir proje Manavgat adına yok maalesef. Yok yok yok. Manavgat yokları oynuyor Ömer hocam ya. Yani Manavgat yokları oynuyor. Manavgat bir sahipsiz ya.
Zübeyir Bey isterseniz Cumhuriyet Halk Partisi'ne devam edelim. Cumhuriyet Halk Partisi'nde yerel yönetimler ve dirençli kentlerden sorumlu genel başkan yardımcısı ve beraberindeki heyet Antalya'ya geldi. 22, 23 ve 24 Ekim tarihleri arasında Cumhuriyet Halk Partisi'nin Antalya'daki belediye başkanlarının sunmuş olduğu hizmetleri denetleyecekler ve kurul başkanı da Ecevit Keleş isimli bir milletvekili. Ecevit Keleş çok ilginç açıklamalar yaptı. Antalya'ya geldiğinde CHP İl Başkanlığı binasında yaptığı bir basın açıklamasında şöyle bir şey söyledi. Dedi ki, "Cumhuriyet Halk Partisi'ne yönelik 220 gündür devam eden aralıksız bir operasyonlar zinciri var. Yargı sopasıyla belediyelerimizin hizmetleri engellenemeyecek diyor. Yani Ecevit Keleş aslında şunu söylüyor. Antalya'da yaşamamasına rağmen Antalya'da hangi hizmetlerin verilip verilmediğini bilmeden biz hizmetlerimizi olduğu gibi sürdürmeye devam ediyoruz diyor. Gerçekten Cumhuriyet Halk Partisi Manavgat özelinde 220 gündür hizmetlerini rutin bir şekilde sürdürebiliyor mu yoksa 16,5 yıldır doğru düzgün bir hizmet mi üretemiyor?
Çok güzel bir soru. Sayın Keleş'in bölgeyi tanımadığını düşünüyoruz bu soruyla ilgili. Şimdi 220 gündür yargının sopasının kendilerini engellediğini iddia ediyorlar. Varsayalım öyle olsun. Velev ki öyle olsun. Kabul edelim. Ama Manavgat'ta bunlar 220 gündür iktidarda değiller. 6.000 gündür iktidardalar. 6.000 gün. Ne yapmışsın ki 220 gün? 220 günü hadi diyelim ki hükümetin yargı sopası var engelliyor. E 6.000 gün var yaptığın bir şey yok. Burada araya gireyim ben. Aslında yaptıkları şey var. Bu 16,5 yılda hatta öncesinde de Mustafa Akaydın dönemi de dahil. Bire festivali düzenlendi. Manavgat'ta Motor Festivali düzenlendi. Her şeyle ilgili festivaller düzenlendi. Bol bol konserler verildi. Futbol üzerinden şehrin siyaseti dizayn edilmeye çalışıldı. İnsanlar futbolla ilgilenilirken yolsuzluk ve rüşvet ağı kuruldu.
Evet. Yapılan hizmetler var. Bu hususta İspanya'nın efsane başkanlarından eee Franco'ya bir soru soruyorlar. Sen nasıl idare ettin bu ülkeyi diye. O da diyor ki devasa stadyumlar yaptım. Halkı stadyumlarda sallandırarak eğlendirdim. Eee, CHP bu hususta aynı e Franco'nun yaptığı gibi maalesef e stadyumlarda, eee, konser salonlarında, festival halkı sallayarak eğlendiriyor. Eğlendirerek idare ediyor. Onun için idare etmiş sayılıyor. Hiçbir ciddi dişe dokunur. Yatırım maalesef yok. Festivallerin gölgesinde bir süreç var. Bu bira festivali oluyor, motor festivali oluyor, işte konserler oluyor. CHP bu konularla idare ediyor. Gençliği uyutarak idare ediyor maalesef. Şimdi 200 yılı Sayın Keleş söylüyor. Eyvallah200 yıl 200 gün böyledir eee yargı sopası var diyelim. Ama bundan önce6.000 günün var senin. Sen 6.000 günde festivalden başka bir şey yapmamışsın Futbol stadyumlarında, festival alanlarında, eğlence yerlerinde halkı eğlendirmişsin, uyutmuşsun, bir şey yapmamışsın. Hiçbir dişe dokunurup iş yapmamışsın. Sayın Keleş, e bir bilgisini de almıyorsunuz. Sadece siyaset artık fikir üretir değil, laf üretme sanatı olmuş. geliyor, konuşuyor, konuşuyor gidiyor. Tamam da çözüm yok yani. diyelim. Sen sokakta çöp alınmıyorsun.
Şimdi sokakta çöp alınmadı Hükümet mi engelledi bunu? Biraz insaflı olalım ya. Biraz mantıklı olalım.
Zubeyir Bey, isterseniz eski CHP'li belediye başkanı Niyazi Nifi Kara ile ilgili bugün Antalya basınına düşen bir haberle devam edelim. Yolsuzluk ve rüşvet soruşturması kapsamında Antalya
Savcılığı bugün mahkemeye sunduğu bir talep dosyasında rüşvet gelirleriyle alındığı iddia edilen Side bölgesinin Kemer mahallesindeki Niyazi Nefi Kare'ye ait villaya el konulmasını talep etmiş. Yani müsadere edilmesini istemiş. Bundan önceki geçtiğimiz 2-3 günlük dönemde de yine Antalya basın yansıyan haberlerde Niyazi Nefi Karayla illiyet bağlantısı bulunan akrabalarının üzerindeki ya da yakın arkadaşlarının üzerindeki arabalara da el konulması talep edilmişti. Bu konuyla ilgili düşünceniz nedir? Eski CHP'li Manavgat Belediye Başkanının mal varlığı kademe kademe müsadere edilmesi isteniyor.
.jpg)
Çok güzel bir soru. Ben her zaman şunu söyledim rüşvet, yolsuzluk, irtikapla ilgili hüküm giymiş bütün siyasilerin malına mülküne el konulmalı. Bu sadece CHP için değil, AK Parti için de böyle, MHP için de böyle, HDP için de böyle. Bütün siyasilerin yolsuzluğa bulaşmış, uzaktan, yakından akrabası, eşi üstünden, çayıcısı, çorbacısı üstünden fark etmez. Bütün siyasilerin malına mülküne el konulmalı. Bu %100 kabul ettiğim çok güzel bir uygulama. Ancak Ömer hocam ben burada şunu söylüyorum. Siyasette rüşvet alan bir belediye başkanı şayet mahkeme kararıyla suçu tespit edilirse o parti o ilçeyi ya da ili yönetmemeli. Sadece belediye başkanı suçun cezasını çekmemeli. Partisi de bedel ödemeli. Neden? Bundan sonra seçerken daha iyi birini seçsin. Çünkü insanlar oy verirken hem kişiye veriyor hem partiye veriyor kişi gidince partinin oyları ne olacak? Parti de bedel ödemeli. Parti diyor ki ben attım partimden gittim. Suç benimle ilgili değil. Suç şahsidir. Dolayısıyla suçun cezasını o çeksin. Ben de diyorum ki hem parti çeksin hem o suçu işleyen partili çeksin. Ülke başka kurtulamaz böyle. Ve yolsuzluk yapan insanlar mahkeme kararıyla sabit olduktan sonra bir şekilde malının mülküne el konulmalı. Yakınları sebepsiz zengin olmuş mu araştırılmalı. Onlara da el konulmalı. Milletin, fakir fukaranın bir kuruş hakkını yiyen babam olsa alınmalı, millete iade edilmelidir.
Sayın Sarıkaya şöyle bir şey yazmıştınız sosyal medyanızda. Dediniz ki, Manavgat Belediyesi neden bizlere halk otobüsünü sunmuyor? Yani bu noktada Manavgat'taki şehir içi ulaşımı, eleştirdiniz. Özel halk otobüsleri çok fazla müşteri olmadığı için akşam vakitlerinde özellikle servisleri çok erken bitiriyorlar ve kent hayatı da saat 9'la 10 arasında tamamen kesiliyor. sizce neden Manavgat Belediyesi ya da Antalya Büyükşehir Belediyesi bir kamuya ait belediye otobüsünü hizmete sokmuyor? Burada da yine bir rant kavgası mı var? Şimdi burada da bir rant kavgası mı var? Önce bir sorunu ele alalım. Şimdi bölgemiz turizm bölgesi ve turistler genel itibariyle beldelerimizde yani
Side'de, Kumköy'de, Çolaklı'da, Gündoğdu'da buralardan turistler Manavgat'a geliyor Nasıl geliyor? Dolmuşlarla geliyor. Bu dolmuşlar 15-20 kişilik dolmuş. Zaman zaman 30 -40 kişi tıkış tıkış dolmuşlara doluyor. Bu bir, ülkemizin imajı için iyi değil. İki, insan sağlığı için iyi değil. E dolmuş klimayı da açmayınca ne oluyor? İnsanlar e Çolaklı'dan Manavgat'a gelene kadar pişmiş sucuğa dönüyorlar. Hem ücret ödüyorlar hem de maalesef rahat edemiyorlar. Konfor yok, fiyat pahalı. Şimdi Büyükşehir Belediyesi ya da Küçükşehir Belediyesi daha geniş araçlarla, daha konformist imkanlarla insanlarımızı taşısa ne olur? Kötü mü olur? Çok mu zor bu iş? Çok mu zor? Evet. AK Parti hastaneyi yapmadı diye nasıl eleştirirken belediyeler hem CHP'nin Antalya Büyükşehir Belediyesi CHP'li hem de Manavgat CHP'li koordineli bir şekilde anlaşıp halk otobüslerini koyamazlar mı? Öyle bir yazın klima açamazlar mı ya? Öyle bir şey olabilir mi sizce? Yani Adalant ve Kalkınma Partisiile Cumhuriyet Halk Partisi bir masaya gelip vatandaşın lehine olabilecek bir düzenlemenin altına imza atabilirler mi? Buna inanıyor musunuz?
Gerçekten inanmak istiyorum. Ne yapalım? Yani şimdi bu halk otobüsün içinde tıkış tıkış olmuş derdini kime anlatacak bu ya? Ya da Sarıkaya şöyle sorayım ben size. Yani gerçekten Cumhuriyet Halk Partisi'nin ya da Adalet ve Kalkınma Partisi'nin bu milletin derdiyle dertlendiğine siz inanıyor musunuz? Gerçekten ben inanmıyorum. Yani her iki tarafın da laf yarışına girmesi halkın sıkıntısıyla ilgili değil. Mevcut koltuklarını korumakla ilgili. Yani eğer iyi laf çakıyorsa karşıya bu şu demek. Halkasenin hakkını savunuyorum demek değil.Gelecekte benim koltuğumuağlamlaştırıyorum. Liderime selam çakıyorum demek. Yani ben iyi CHP'ye lafettim ya da iyi bir CHP ile AKP'ye iyi bir laf ettim demek. Gelecekte benim koltuğumu sağlam ettir demek. Yoksa sorunu çöz demek değil ki. Sorunla ilgili değil. Yukarıdaki laf ebelerinin tek hedefleri koltuklarını sağlamlaştırmak, tribünlere oynamak.Hiçbir sorunu çözmüyorlar. Bakın biz diyoruz ki gelin bu ülkenin bir sorununu oturup konuşalım. Gelemezler. Çünkü bunların ülkenin sorunu gibi bir dertleri yok. Bunlar mevcudiyetlerini korumak ve kendi menfaatlerini temin etmekle mükellefler.Hepsi laf yarışında.Ben burada halka üzülüyorum.Demokrasinin en büyük zaafı bana göre demogoklar.Eee, son soru. Sordu programı kapatacağız.
Aslında size sorulacak çok şey var ama eee, geçenlerde yine çok ilginç bir açıklama yaptınız. Dediniz ki muhtarlarımızın günü kutlu olsun ama muhtarlık da millete ve devlete bir yüktür. Tezelden kaldırılsın.Muhtarlıklarla alıp veremediğiniz nedir? Sayın Sarıkaya,doğruyu söylediğiniz zaman 9 köyden kovuluyorsunuz.
Şimdi herkes muhtarların gününü kutlarken ben muhtarlıklar kaldırılmalı dedim. Yine söylüyorum.Türkiye'de 50 küsur bin muhtar var. Ne iş yapar? 50.000 muhtarın ne iş yaptığını biri bana açıklasın ya.Eskiden bundan eee seneler önce ikamet ilm haberi verirdi. Bir şeyler verirdi ama teknoloji gelişti artık. Her şeyi cep telefonundan, internetten yapıyorsun. Muhtara bir ihtiyaç kalmadı.Muhtarlıklar bu memlekete başka bir yük.Muhtar vergi eee SSK'sını öde, maaşını öde, ofisini öde. 50.000 muhtarın bu memlekete maliyeti yaklaşık 2 milyar lira.Ömer hocam 2 milyar lirayı biz çöpe niye atalım ya?Muhtarlıkları alalım, bekçileri alalım,istihdamı tamamen devletin üstüne yıkalım. Sonra devleti batıralım,kurtaracağız diye uğraşalım. Böyle birşey olabilir mi ya? Muhtarlar ne iş yapıyor? Biri bana söylesin. Uzak köylerin muhtarını demiyorum ama e şehrin içindeki muhtarlar ne iş yapar ya? Biri çıksın bana desin ki evet muhtarlar şu işi yapıyor sen haksızsın desin. Kabul edeceğim. Muhtarlar bu ülkeye bir başka yük ve muhtarlık kaldırılmalı. Muhtarlık gününü kutlayan arkadaşları da samimi bulmuyorum.Muhtarlık günü ne? Muhtarların günü mü olur ya? Türk halkı artık kendi gününü kurtarmalı. Kendi gününü kutlamalı. Halk inim inim in diyor.
Muhtarlar bir yerde.STK'lar işe yaramaz. STK'lar. Onu siz sormadınız. Söyleyeyim. STK'lar ne iş yapar?mesela? Esnaf sanatkarlar odası ne iş yapar? Bakkallar odası ne iş yapar? Hangi bakkalın hakkını korumuş da BİM'in,A101'in şokun açılmasını engellemiş? Ne iş yapar?Matso ne iş yapar?
Bu meslek odaları ne iş yapar? Ömer hocam,batan bir tane esnafı kurtarmış mı bu meslek odaları? Hayır.E ne iş yapar bu? Esnaf battı diyelim.Derdine çözüm üretebiliyor mkarşılarlar.Apaplarının, çavuşlarının çocuklarını işte o oda bünyesinde ? Yok.
Ben ben size ne iş yaptıklarını söyleyeyim. Şükrü Sözen gibi karizmatik bir belediye başkanı olursa onun yanında saf tutarlar. Onunla resim çektirirler. Önemli bir bürokrat geldikleri zaman onları karşılarlar,vakit geçirmeye çalışırlar. Akıl verirler.Manavgat Belediyespor'a başarılar diler.ama suya dokunur. Bir işle uğraşmazlar.
Zübeyir Bey, programın sonuna geldik.Yarım saati devirmek üzereyiz neredeyse.Ben programa katıldığınız için çok teşekkür ediyorum ama bu konuştuklarımız aslında konuşmadıklarımızla
karşılaştırıldığında çok küçük bir yer.İnşallah önümüzdeki ay sizi tekrar bu stüdyoda ağırlamak istiyoruz. Partinize ve size de yaptığınız çalışmalarda başarılar diliyorum.
Ben teşekkür ederim. benim gibi aykırı bir insanı kabul ettiniz stüdyolarınıza.Eee, çok teşekkür ediyorum. Halkı aydınlatıyorsunuz. İyi ki sizin gibi cesur basın mensupları var. Sesinizi kamuoyuna duyuruyorlar. Teşekkür ederim programımıza.
Bu arada şunu da söyleyeyim Zübeyir Bey.Eee, bizim stüdyolarımız tüm partilere açık. Yani sağdan soldan sosyalist cena ya da başka cenahlardan siyaset gündem programına çıkmak isteyen siyasi artiler varsa, kendini savunmak isteyen meslek odaları varsa, sivil toplum kuruluşları varsa hepsini büyük bir memnuniyetle stüdyolarımızda ağırlayabileceğimizi şimdiden ben de ifade etmek istiyorum. Katıldığınız için Gezgin Adam ailesi olarak ben de size teşekkür ediyorum.Ben teşekkür ederim objektif yayınınız için, yürekli, cesur tutumunuz için.
Editör : Ömer Kaçmaz-Röportaj ; Deva partiden Zübeyir Sarıkaya
mustafakutun
Tarih: 06-11-2025